-
1 çorba etmek
запу́тать -
2 çorba
суп (м)* * *суп, похлёбкаçorba kaşığı — столо́вая ло́жка
çorba kepçesi — разлива́тельная ло́жка, поло́вник
balık çorbası — уха́
lahana çorbası — щи
••- çorba etmek
- çorba gibi
- çorba içmeğe çağırmak
- çorba olamak
- çorbaya sinek düşmek
- çorbada tozu / maydanozu bulunmak
См. также в других словарях:
çorba etmek — (bir şeyi) karıştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çorba — is., Far. şūrbā 1) Sebze, tahıl, et vb. ile hazırlanan sıcak, sulu içecek 2) mec. İçinden çıkılmaz durum Birleşik Sözler çorba kaşığı çorba tabağı egzotik çorba ekşili çorba hazır çorba terbiye … Çağatay Osmanlı Sözlük
terbiye etmek — 1) eğitmek 2) tabaklamak 3) et vb. maddeleri yumuşaması için belirli şeylerin içinde bir süre bekletmek 4) çorba vb. yemeklere yoğunlaşması ve daha çok lezzetli duruma gelmesi için süt, yumurta vb. katmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
açgözlülük — is., ğü Açgözlü olma durumu veya açgözlüye yakışacak davranış, doymazlık, tamahkârlık, tamah, tokgözlülük karşıtı Gönlü o kadar geniş imiş ki sair yoksullar gibi imarethaneden bir tas çorba içmeyi dahi açgözlülük sayarmış. Y. K. Karaosmanoğlu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hazır — sf., Ar. ḥāżir 1) Bir iş yapmak için gereken her şeyi tamamlamış olan, anık, amade, müheyya Ben hazırım, isterseniz gidelim. 2) Belli bir işe yarayacak, kullanılacak bir duruma getirilmiş Yemek hazır, buyurun. 3) Belirli bir biçimde yapılmış… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mal kaldırmak — ürün elde etmek Kendisi şu kadarcık tarla sayesinde ancak akşamları bir kaşık sıcak çorba içecek kadar mal kaldırabiliyor. N. Nâzım … Çağatay Osmanlı Sözlük